21 Mayıs 2018 Pazartesi

Blog Başlığını İçerik Başlığından Sonra Gösterme

içerik-başlığı-seo-ayarı

 Blog yazarlarının kullanması gereken ve son derece bir kod. Blog başlığınız ile yazılarınıza verdiğiniz başlık arasındaki öncelik çok önemlidir. Arama motorunda bir konuyu ararken ziyaretçilere önce yazı başlığını göstermek gerekir. Blog başlığınız ilk görünen olsaydı ziyaretçi belki yazınızı fark etmeyecekti bile. Eğer yazılarınızın ön plana çıkmasını ve daha çok kişi tarafından tıklanmasını istiyorsanız bu değişikliği yapmanız gerekir.

 Blogger kullanıcıları için bu değişikliğin yapılması gerekiyor. Çünkü kullandığımız hazır temalar bu değişikliğe uygun değil. Blog başlığını içerik başlığından sonraya göndermek için temanızdaki kod değişikliği yapılması gerekir. Eğer seo için bir şeyler yapmak istiyorsanız bu adımı mutlaka uygulayın. Bu değişikliği yapmak için Tema> HTML'yi Düzenle yolunu takip ederek Ctrl+F yardımıyla <title><data:blog.pageTitle/></title> kodunu aratın. Şimdi bulduğunuz bu kodun yerine aşağıdaki kodu ekleyin.
<b:if cond='data:blog.pageType == &quot;index&quot;'>
<title><data:blog.pageTitle/></title>
<b:else/>
<title><data:blog.pageName/> | <data:blog.title/></title>
</b:if>

blog-başlığını-sonra-gösterme

 Eklediğiniz bu kod sizi avantajlı hale getirecek ve yazılarınıza öncelik verecek. Blog başlığınız ile içerik başlığınız arasına | işareti eklenmiş olacak. Böylece yazı ile blog başlığı net bir şekilde ayrılmış olacak.Bu işareti beğenmediyseniz başka bir ayırıcı ekleyebilirsiniz. Özellikle yeni blog açanlar için bu düzeltmeyi yapmaları seo açısından iyi bir başlangıç olur.

Bu yazı Seo Teknikleri ve Blog İpuçları | DHY tarafından yazılmıştır.
✔ Bu içeriği beğendiyseniz lütfen paylaşın ⤵

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Blogger Günlüğü #8




Bana ulaşan soruları, mesajları, faydalı bulduğum linkleri paylaştığım blogger günlüklerimin sekizincisine hoş geldiniz. 8. blogger günlüğünde faydalı bulduğum birkaç online araç, SEO, AdSense ve içerik hırsızlığı ile ilgili faydalı yazılar, youtuberlık ve girişimcilik ile ilgili tartışmalar, ilham kaynağı filmler ve neden blogspot kullandığımın cevabı var.

Keyifli okumalar…

Bir Araç (Picture Port): Bir arkadaş bana mesaj göndererek yeni yayına aldıkları Picture Port isimli projelerinden bahsetti ve kendilerine destek olmamı rica etti. Hem yerli girişimlere destek vermek amacı ile, hem de blog yazarlarına çok faydalı bir araç olduğunu düşündüğüm bu aracı “Blogger Günlükleri”nde sizlerle paylaşmak istedim.

Picture Port bir resim sıkıştırma aracı. Blog yazılarınızda kullanacağınız görselleri siteye yüklüyorsunuz, site  görsellerin kalitesini hiç bozmadan boyutlarını ortalama %80 oranında küçülterek size teslim ediyor. Üstelik tüm bunları sadece birkaç saniye içerisinde ücretsiz olarak yapıyor. Aracın en güzel taraflarından biri tek seferde çok sayıda görseli upload edip, sıkıştırılmış hallerini yine tek seferde download edebilmeniz. Picture Port bir bloggerın sık kullanılanlar listesinde mutlaka olması gereken araçlardan.

Bir Paylaşım (Blog & YouTube): İnternette gezinirken blogların devrini tamamladığı, tahtını YouTube’a bıraktığı, blog yazarlarının bloglarını kapatarak YouTube videoları çekmeye başladığına dair okuduğum bir yazı üzerine sosyal medya hesaplarımda aşağıdaki paylaşımı yapmıştım. Bu paylaşım fazlaca reaksiyon alıp ilgi görünce “Blogger Günlükleri”nde tekrar değinmek istedim bu konuya.


Bence her iki mecrada da üretime ihtiyacı var ve her iki mecranın da kitlesi farklı. Gözlemlediğim kadarıyla yazmayı seven kişiler için okumak da büyük bir keyif. Bu kişilerin önüne araştırdıkları konu hakkında yazılı bir içerik ile birinin o konuyu konuşarak anlattığı bir videoyu koysanız muhtemelen benim gibi yazılı içeriği tercih ederler. Fakat yine gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki YouTube kitlesi okumaya üşenen, hazırcı, tembel genellikle yaş ortalaması 20’nin altında bir kitle.

Geçtiğimiz Altın Kelebek ödüllerinde en iyi YouTuber diye bir ödül verildi. Adını ilk kez duyduğum Enes Batur diye genç bir kardeşimiz aldı ödülü. Sosyal medya ile içli dışlı olan ben koskoca ödül alan bir YouTube fenomenini nasıl tanımam diye kendime kızdım ve kimdir diye bir bakayım dedim. Videolarını da izleyince bugüne kadar neden tanımadığımı anladım. O kadar anlamsız videolar var ki yorumlarına falan baktım takipçi kitlesi 10-11 yaşlarında. Kısacası eğer YouTuber’lık böyle bir şey ise ben almayayım :)

Bir Yazı (SEO Nedir?): Blog gündemini yakından takip eden, çokça araştıran ve oldukça faydalı içerikler üreten bir blogger olan Sibel Ordueri, logunda SEO ile ilgili harika bir yazı yazmış. 10 yıllık bilgi birikimi, deneyim ve gözlemler sonucunda SEO’nun önemini, aslında ne olduğunu, örneklerle çok güzel anlatmış. Sosyal Medya Kafe’de bu harika yazıyı okumak için buraya  bakabilirsiniz.



Bir Paylaşım (İlham Veren Filmler): Sosyal medya hesaplarımda yaptığım bir başka paylaşımı daha buraya koymak istedim. Konumuz girişimcilik, motivasyon, ilham ve sinema. Bugüne kadar izlediğim filmleri düşündüm ve girişimcilere, blog yazarlarına, hayattan umduğunu bulamayanlara ilham verecek 10 favori film seçimimi yazdım.



Gerçekten hepsi insanı fazlasıyla etkileyen filmler. Eğer hala izlemedikleriniz varsa biran önce izlemenizi şiddetle öneririm. Listede olması gerektiğiniz film tavsiyelerinize de açığım.

Bir Yazı (AdSense Reklam Sınırı): Bildiğiniz gibi AdSense yayıncıları sayfalarına reklam birimi eklerken belli bir sınır söz konusuydu ve bu sınırı aşan sitelerin hesapları askıya alınıyordu.Fakat bir süre önce bu sınır kaldırıldı. AdSense’in yeni politikalarına göre sayfa başına 3 reklam sınırı artık yok ama yine de dikkat edilecek bazı hususlar söz konusu.

Blogger Eklentileri adlı blogda AdSense’in yeni reklam politikaları ile ilgili detaylı ve güzel bir yazılmış. Yazıda AdSense reklamlarını blogunuza yerleştirirken dikkat edilmesi gerekenler, reklam – içerik oranı, eklenebilecek reklam sayısı gibi konulara açıklık getirilmiş. AdSense yayıncıları için oldukça faydalı olduğunu düşündüğüm bu yazıyı okumak için burayı ziyaret edebilirsiniz.




Bir Yazı (Çalınan Blog İçerikleri): İçerik hırsızlığı kendi içeriği üreten blog yazarlarının çoğunun başına gelen çok nahoş bir durum. Feri Peri’nin de başına böyle bir olay gelince içerik hırsızlığına karşı neler yapılacağı ile ilgili detaylı ve güzel bir yazı yazmış. Yazıda içerik hırsızlığında kullanılan yöntemler, içeriklerin çalınıp çalınmadığını tespit etme yöntemleri, çalan siteye uygulanabilecek şikayet seçenekleri, içeriklerin çalınmasını önlemek adına uygulanabilecek yöntemler, detaylıca anlatılmış.

Onca emek harcayarak oluşturduğunuz özgün içeriklerin, yazdığınız yazıların başkaları tarafından çalınmasına sessiz kalmayıp önlemler almak için bu yazıyı okumanızı mutlaka öneriyorum. İçerik hırsızlarına bir kaç kelam etmeden bu konuyu noktalamayacağım elbette. Türlü yöntemlerle kopyaladığınız içerikler sizi hiç bir yere götürmedi, götürmeyecek. Çekin kirli ellerinizi bloglarımızdan!

Bir Tartışma (Blog Yazarlığı & Girişimcilik): Sanırım yukarıda bahsettiğim girişimcilere ilham veren filmleri paylaşırken düşünmüştüm bu konuyu. Blog yazarları birer girişimci midir? Bunu sosyal medya hesaplarımdan tartışmaya açtığımda türlü fikirler atıldı ortaya. Bir kez de burada tartışalım konuyu; blog yazarları girişimci midir?



Öncelikle girişim ve girişimci kavramları irdeleyelim. TDK’ya göre üretim için bir işe girişen, kalkışan kişiye girişimci deniyor. Peki blog yazarları bir şey üretiyor mu? Evet, içerik üretiyorlar. Bloglardan gelir elde edildiğini de hesaba katarsak içerik üretmeye teşebbüs eden biri girişimci, üretimin yapıldığı platform olan bloglar da birer girişim olmuyor  mu? Fikirlerinizi merak ediyorum.

Bir Yazı (SEO Sıralama Faktörleri): Geçmişte birlikte bazı SEO çalışmaları yaptığımız, genç ama bilgili bir SEO uzmanı arkadaşımız var. İsmi Roman Adamita. Bu arkadaşımız Picardes isimli blogunda SEO gündemine dair harika içerikler paylaşıyor ki zaman zaman bu yazılara “Blogger Günlükleri”nde yer veriyorum.

Roman blogunda SEO dünyasına dair yine güncel ve fayda dolu bir yazı paylaşmış. Google’ın arama kalitesinin gelişimi ve geldiği nokta, 2018 yılında etkili olacak sıralama faktörleri gibi konularda otoriter kaynaklardan faydalanarak detaylı bilgiler vermiş. 2018’de Google aramalarında üst sıralarda çıkmak için hangi faktörlere önem vermeniz gerektiğini ve Google’ın SERP mantığını daha iyi kavramak için bu güzel yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Bir Soru (Neden Blogspot?): Hasan isimli bir takipçim iletişim formundan bana ulaşarak neden .com şeklinde bir domaine geçmediğimi, neden blogspot.com alt alan adını kullandığımı, geçince bir sıkıntı olup olmayacağını sormuş. Buradan bu konuyu merak eden herkesin merakını gidereyim.

Blog Hocam’ı ilk açtığım zamanlarda blogspot subdomainli bloglara karşı bir ön yardı vardı blog dünyasında. Eğer sitenizin adresi site.com değil de site.blogspot.com ise sanki kalitesiz, sıradan bir blogmuş ve asla başarılı olamayacakmış kanısı yaygındı. Benim bloghocam.blogspot.com olarak yoluma devam etme kararımın altında yatan ilk neden bu ön yargıyı yıkmak, ücretsiz bir domainle bile bir blogun çok iyi yerlere gelebileceğini herkese göstermekti.

İlerleyen yıllarda özel bir domaine geçme  konusunu çok düşündüm. Nihayetinde yoluma blogspot ile devam etmek için çok daha geçerli bir nedenim olduğunu gördüm. Miras… Şöyle açıklayayım; 15 yıl boyunca blog yazdığımı, binlerce içerik ürettiğimi ve blog yazarları için devasa bir kaynak yarattığımı düşünün. Ardından başıma bir iş geldi ve bırakın blogla ilgilenmeyi internete bile giremez, bilgisayar kullanamaz duruma geldim. Hatta belki de vefat ettim. Blog Hocam ne olacak?  Söyleyeyim; satın aldığım domainin son ödeme tarihi geçecek ve bloga artık kimse ulaşamayacak. Sonuçta insanlar 15 yıllık bir geçmişe sahip, binlerce içerik ihtiva eden bu kaynaktan mahrum olacaklar. İşte bu yüzden özel domain kullanmaya başlamadım, başlamayacağım. Tabi bu kararım sadece Blog Hocam için geçerli.




Bir Paylaşım (Analiz Araçları): Web sitenizin veya blogunuzun analizini yaparak iyi ve eksik yanlarını tespit eden çok sayıda online araç mevcut. Bu araçların bir çoğunu tek tek deneyerek en basit ve net sonuçlar verenleri sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Bu araçlara site grader ya da site audit araçları deniyor. Bu araçları kullanıp blogunuzu analiz ettiğinizde geliştirmeniz gereken yerleri ve nasıl geliştirebileceğinize dair önerileri alabiliyorsunuz.

Ben bu araçları denediğimde Blog Hocam’ın performansının zayıf olduğunu ve site hızını geliştirmem gerektiğini tespit ettim. Siz de bu ücretsiz araçları kullanarak neyi doğru, neyi eksik yaptığınızı görebilirsiniz.

8. Blogger günlüğüm için biriktirdiklerim bu kadar. Önümüzdeki blogger günlüklerimde yer vermemi istediğiniz soruları, yazıları, linkleri iletişim seçeneklerini kullanarak bana ulaştırabilirsiniz. Bugüne kadar yayımlanan tüm blogger günlüklerini okumak isterseniz buraya bakabilirsiniz.

İyi bloglar!!!

2 Mayıs 2018 Çarşamba

Google Mobile-First Index Nedir?


Yaklaşık 1,5-2 sene önce Google’ın mobil armalara yönelik bir indexleme sistemini yayına alacağı konuşulup duruyordu. Takip ettiğim bir kaç yabancı kaynaklı sitede bu sistemin yavaş yavaş yayına alındığını ve web yöneticilerini konu ile alakalı mailler gönderildiğini görünce bilmeyenler için konuyu gündeme almak istedim. Öncelikle mobile-first index nedir? Google bu sisteme neden gereksinim duydu? gibi temel bilgilerden bahsedelim. Söz konusu mobile-first index maillerden bir örneği aşağıdaki resimde görebilirsiniz.

google mobil-first index

Mobile-First Index Nedir?


Son yıllarda hayatımıza giren akıllı cihazlar Google’da arama yapma alışkanlıklarımızı fazlasıyla değiştirdi. Pratik ve hızlı olması sebebiyle Google’da bir şey arayacağımız zaman çoğunlukla elimizin altındaki mobil cihazları kullanıyoruz. Peki Google mobil aramalara ne kadar cevap verebiliyor? Veremiyor-du.

Şöyle ki; Google’ın web sitelerini indexleme ve arama sonuçlarında listeleme sistemi sitelerin web versiyonlarına göre düzenlenmişti. Yani Google’da bir arama yaptığınızda kullanıcı deneyimi oldukça kötü, sadece bilgisayar kullanıcıları için tasarlanmış sayfalar karşınıza çıkabiliyordu. Kullanıcılar da bu sayfalardaki içerikleri görüntülemekte zorlanıyordu.

Yanlış hatırlamıyorsam Google 2016’nın sonlarında bu konuda bir çalışma yaptığını duyurmuş, artan mobil kullanıcıya daha iyi bir arama deneyimi sunmak için sitelerin mobil versiyonlarını ayrıca indexleyecek bir sistem geliştirdiğini ve mobilden bir arama yapıldığında Google’ın mobil indexinde olan sayfaların sonuçlarda gösterileceğini söylemişti. İşte bu sistemin adı mobile-first index.


Kısaca özetlemek gerekirse mobil-first index artık Google’ın mobil siteleri tanıyan, tarayan, dizine ekleyen ve mobil aramalarda listeleyen bir indexleme sistemi. Eğer siteniz mobil uyumlu ise mobil cihazlardan yapılan aramalardan trafik alma şansınız daha fazla olacak.



Mobile-First Index İçin Ne Yapmam Gerekiyor?


Eğer sitenizin responsive yani duyarlı bir tasarımı varsa siteniz mobil uyumlu demektir. Blogger kullanıcıları ya responsive bir tema tercih etmeli ya da tema ayarlarında blogun mobil versiyonunu aktifleştirmeli. Bu 2 yöntemden birini kullanmanız halinde blogunuz mobil uyumlu ve mobile-first index için uygun olacaktır. Ancak artık blogların büyük çoğunluğunun mobil uyumlu olduğunu düşünürsek index sıkıntısı yaşamasak bile mobil arama sonuçlarında daha üst sıraları kapmak için yapmamız gereken şeyler var.

Site Hızı


Google’ın mobile-first indexi yayına almasındaki esas amacı mobil kullanıcıların kullanıcı deneyimini arttırmak olduğu için sıralamalardaki temel faktör site hızı olacak. Zira insanların mobil aramayı tercih etmelerinin nedeni hızlı ve pratik olması.

Web sitelerinin yüklenme hızını en çok arttıran olay AMP. Wordpress kullanıcıları için siteyi AMP uyumlu yapmak için pluginler olsa da Blogger henüz buna hazır değil ve AMP uyumlu temaların pek çok eksiği bulunuyor. Bu nedenle AMP uyumlu bir Blogger teması kullanmak yerine responsive bir tema kullanıp blog hızlandırma yöntemlerini uygulamak daha msntıklı geliyor bana.

İçerik


Blogun tasarımı kadar içeriğinin de mobil kullanıcılara yönelik olması gerekiyor. Google mobile-first indexing botlarının blogu taramasını ve dizine eklemesini kolaylaştıracak, aynı zamanda blogunuzu mobilden ziyaret edenlerin kolayca okuyabilecekleri içerikler oluşturmalısınız. Bunun için dikkat etmeniz gereken bazı hususlar var.

Google’ın her fırsatta dile getirdiği gibi içeriğinizde flash öğeler, gizlenmiş içerikler ve otomatik açılan popuplar olmamalı. Ayrıca doğru CSS kodları kullanılarak görsel veya metin taşmaları, üst üste binen yazılar, gereksiz boşluklar vs. olmamalı. Bunlar çok ciddi hatalar. Hem Google’ın içeriğinizi tam olarak indexlenmesini, hem de sonuçlarda listelenmesini kısıtlar.

Görünen o ki 2018 yılı itibari ile mobil uyumluluk söylemi ciddi manada geçerli olacak. Çok yakında bizlere de yazının başında belirttiğim gibi “siteniz için mobile-first index etkinleştirildi” şeklinde bir mail gelebilir. Bu mail geldiği andan itibaren yazılarımız Google’ın mobil dizinine ekleniyor ve mobil aramalarda listeleniyor demektir. Umarım tez zamanda bu maili alırız :)